Tatlı :)

Başlık çok güzel değil mi? Tatlı sevenler için de çok dikkat çekici.

 

Arkadaşım bir soru sordu onu cevaplamak isterken aslında bunun birçok insanın sorunu olduğunu bildiğimden herkesle paylaşmak istedim.

 

Canı sürekli tatlı yemek istiyormuş neden acaba dedi? Tabi ki benim vereceğim cevap Geleneksel Çin Tıbbı temelinde çalışan Kundalini Yoga Terapiye göre olacak.

 

Şimdi minik bir bilgiyle başlayalım: Bedenimizde elementler ve meridyenler var. Bunların hepsinin temsil ettiği lezzetler, mevsimler, renkler ve duygular var:

 

Tatlı, Dalak meridyeni ve Toprak elementi ile ilgilidir. Dalak sindirimden sorumludur. Bu arada bütün bu açıklamalar Geleneksel Çin Tıbbı ve Kundalini Yoga Terapi’ye göredir. Bunu özellikle bir daha belirtmek istedim.

 

Toprak elementi insanları genelde hafif kilolu, endişelidir, kolaylıkla bunalırlar.

 

Dalak; yiyecekleri alıp sindirip, enerjiye – kana ve besine dönüştürmekten sorumludur. Temsil eden tat “TATLI”dır. Yani “birazcık!” tatlı Dalak enerjisini güçlendirir ama fazla tatlı Dalak enerjisini son derece kötü bir şekilde etkiler – düzgün çalışamaz duruma getirir. Fiziksel ve zihinsel olarak sindirim etkilenir. Yemekten sonra şişkinlik, geğirmeler ve yorgunluk başlar. Endişe duygusu ortaya çıkar.

Sindirim sistemimiz rayından çıktığında canımız tatlı ister ki dengeye gelsin. Ama fazla tatlı yemek, olayları çok daha kötü duruma getirir ve iş çığırından çıkar, sürekli tatlı yemeğe başlarız. Yani canınız tatlı istedi diye “Ben bedenimi dinliyorum tatlı istediğine göre ihtiyacı budur” deyip yemek doğru değil. Bu raydan çıkmış bir Dalak meridyeninin çığlığı anlamına geliyor.

 

Kısaca canınız sürekli tatlı yemek istiyorsa; sindirim sisteminiz “beni temizle, rahatlat, zorlamaktan vazgeç” diyor aslında, “bana tatlı yükle” demiyor.

 

Toprak elementini güçlendirmek için “azıcık!!!” tatlı iyidir. Bunu meyan kökünden veya tarçından sağlayabiliriz. Çikolata, şekerleme, pasta, gazlı içeceklerden değil!!! Ve kesinlikle işlenmiş – paketlenmiş gıdadan uzak durmak gerekiyor.

 

Bir de yavaş pişmiş yemekler (fırın yemekleri gibi), taze meyve, pişmiş – pişirilebilen yeşillikler yenirse harika olur. Dalak meridyeni soğuk veya çiğ sebzeleri pek sevmez.

 

Bir de tabi ki Dalak enerjisinin bozulmasının arkasında birçok neden var, onların da şifalanması gerekir. Yalnızca tatlı dengesini sağlamak yetmez, sadece bir başlangıçtır. Örneğin; Elementler arasındaki denge ne durumda, Dalak enerjisi tıkanmış mı, azalmış mı, akışı yavaşlamış mı, mukus birikmiş mi, bedenin nem oranı artmış mı, kan dolaşımında tıkanıklık var mı, kansızlık var mı? Bütün bunları bilmek ve ona göre bir uygulama yapmak gerekir. Bu kök nedenlerin her birine göre de yeme rejimi değişir.

 

Buraya kadar en azından şunu anladık: Tatlı miktarını düşürüp, tatlıyı meyan kökünden, tarçından ve az miktarda meyveden alacağız. Yavaş pişmiş yemekler tüketip, mümkün olduğunca pişmiş ve ılık sebze yemekleri yiyeceğiz.

 

Günümüzde şeker – tatlı bir bağımlılık olarak görülüyor ve bırakmak zor olabiliyor. Bırakınca ödül büyük: daha kaliteli bir uyku, mukus ve ağrı azalıyor, duygusal denge yerine geliyor, kilo veriliyor, kalp hastalıkları riski azalıyor.

 

Araştırmalar bedenin tamamen düşük şekerli düzene alışmasının yaklaşık 8 hafta sürdüğünü gösteriyor. İlk 10-14 gün en zor zamanı ama daha ilk 5 günde kendinizi daha iyi hissetmeye başlıyorsunuz.

 

Belki o gün bugündür. Hadi şekeri bırakın ve arzu edersenizi benimle deneyimlerinizi paylaşın. Başkaları da faydalansın.

 

Şifa olsun

Aşkla ve Işıkla

ozlem@ozlemataman.com

www.facebook.com/kundaliniozlem

Instagram: ozlem_ata_tarakaurr
 

 

Comments are closed.